Yaz yaklaşırken televizyon kanalları, gazeteler, dergiler ve tabii ki tüm kadın-sağlık siteleri diyete dair başlıklarla dolar. Diyetlerin olmazsa olmazı kibrit kutusu büyüklüğündeki peynir, listelerdeki yerini alır.
Sanatçılar ya da kitaplarla ünlenen çeşit çeşit diyetler kadınlara dayatılır. Ve nedendir bilinmez, bu diyetler hep ama hep kadınlara yöneliktir. Zaten yaz gelirken lanse edilen diyet sloganı da şu şekildedir:“Bikinileriniz içinde güzel görünebilmek için.” Hiçbir diyet yazısında fit vücutlu erkek resimlerini ya da “Yaza girerken simitlerinizi eritin beyler!” başlıklarını göremezsiniz. O zaman anlarsınız ki, aslında bu da pasif de olsa erkek şiddetidir diğer bir boyutudur.
Yaz gelirken basının diyet başlıkları ile dolmasıyla orantılı olarak spor salonları da dolar. 3 ay parası yatırılıp 1 ay bile düzenli olarak gidilemeyen bu kurslardaki ortak nokta, hiç şüphesiz orta yaş üzeri teyzelerdir. Bu teyzeler türlü türlü dedikodunun yanında spor çıkışında yiyecekleri bol kalorili yemekleri konuşmadan edemezler. Spor esnası terli terli, soluk soluğa birbirlerine yemek tarifi vermeleri de işin cabasıdır.
Diyet; ister kadın olsun ister erkek olsun, güzel görüntü vermenin haricinde günümüz şartları baz alındığında sağlık için olmazsa olmazlardandır. Obezitenin sınır ve kişi tanımadığı şu çağda, giderek bozulan DNA’mız, Gdo’lu yiyecekler ve hazır gıdalar insan sağlığını tehlikeye sokmaktadır.